KÖRLE YATAN ŞAŞI KALKAR

Konumuza girmeden önce Samsunspor’un Süper Lig’e çıkamamasından ötürü üzüldüğümü belirtmek isterim. Onca emeğe ve harcamaya yazık oldu. Yüksel Yıldırım, ‘Samsunspor Kulübüne harcadığım üç yüz milyon lira helal olsun’ demiş. Eyvallah, güzel bir davranış biçimi bu ama üç yüz milyon lira ile kaç tane fabrika yapılır, kaç kişiye iş ve aş sağlanırdı. Samsunspor bu şehrin markası, hepimizin ortak değeri eyvallah ama bu kadar harcamadan ve emekten sonra gelinen nokta üzücü bir nokta. Buradan anlaşılan şu ki bu işler sadece parayla olmuyormuş. Ruh ve samimiyet işin esası. Bir şeye inanmıyorsanız ne kadar para harcarsanız harcayın sonuç alamıyorsunuz. Geçmişte Samsunspor’un içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar nedeniyle neler yaşandığını bilen ve bu nedenle bedel ödeyenlerden birisiyim. Para olsa bu iş çözülür diyenlerin haklı mı haksız mı oldukları ortada. Bir şeye inanmıyorsanız ne kadar paranız olursa olsun sonuç alma imkânınız olmaz. Burada siyasetçilere kızmanın da anlamı yok, sizin futbolcularınız oynamazsa siyasetçi ne yapacak? Gidip top mu oynayacak? Yapmayın Allah aşkına. Sırf algı yaratmak ve insanları suçlamak için bu tür söylemlerde bulunmanın anlamı yok. Bana göre bu işin suçluları futbolculardır, adam gibi oynamazsanız sonuç bu olur. Arka planda bu adamların amacı takımı Süper Lig’e çıkarmayıp bir sezon daha oynayıp para kazanmak mıydı bilemem ama sonuç ortada. Bu kadar emeğe, bu kadar harcamaya, bu kadar desteğe rağmen hala daha sonuç alınamadıysa bunun suçlusu ne siyasetçilerdir ne de kulüp başkanıdır. Suçlu oyunu oynamak istemeyenlerdir diyerek konumuza geçmek istiyorum.

Son günlerin en önemli gündem maddelerinden birisi de Sedat Peker’in yayınladığı videolar ve buna bağlı olarak videolarda ismi geçen siyasetçilerdir. Videoları ve bağlı olarak yayınlanan yorumların tamamını izledim ve ülkem adına üzüldüm. Neden üzüldün derseniz; mafya, çete, örgüt gibi kuruluşlar dinle, imanla, doğrulukla, dürüstlükle işi olmayan gayri yasal kuruluşlardır. Bunlarla kimin iltisakı varsa yanlış yoldadır, asla ve kata doğru yolda değildir. Hele hele devletin görevlisiyse bu daha da sıkıntılı bir durumdur. Mafya, devletin olmadığı, kanunların uygulanmadığı ve yasaların boşluğundan istifade ederek kafalarına göre racon kesen insanların yaptığı gayri yasal işlerdir. Bu insanlarla şu veya bu biçimde iş tutan, beraber olan veya aracı kullanarak iş gördüren insanlar fevkalade yanlış yaparlar. Devletin kolluk güçleri var, savcıları, hâkimleri her türlü gücü var ve bu tür insanları kullanmaya hiç ihtiyacı yok. Siyasetçiler bu tür adamlarla iş tutuyorsalar anlayın ki onların da yanlış işleri var. Devlet üzerinden yapamadıklarından bunlarla iş birliği yapıyorlar. Geçmişte bu tür işler daha fazlaydı, AK Parti iktidarlarında biraz azalmıştı ama AK Parti’ye başka siyasi partilerden gelen siyasetçilerin etkin olmalarıyla bu işler yeniden piyasaya çıkmaya başladı. Milli Görüş geleneğinde bu tür işler asla olmaz, AK Parti fabrika ayarlarına dönmediği sürece bu işlerle uğraşmak zorunda kalacaktır.

Olay nedir derseniz; benim için olayın ne olduğu hiç önemli değil. Birileri birilerini kullanmış, karşılığında da vaatlerde bulunmuş ama bunu beceremeyince veya karşı siyasi rakipleri buna fırsat vermeyince bu kez bedel ödetme cihetine gidilmiştir. Siyasette verdiğiniz dürüst mücadele sonunda alt ettiğiniz ve siyasi arenadan çıkardığınız adamları kendi elinizle siyasi arenaya alıp görev verirseniz bu tür sıkıntıları çekmek zorunda kalırsınız. Bu toplum bu insanlara prim verseydi onları iktidar yapardı. Demek ki toplum bu insanları çok iyi tanımış ve prim vermemiş ve siyasi arenadan çekilmek zorunda kalmışlar. Siz kendi insanlarınızı bir kenara bırakıp bunlarla iş tutarsanız hem sıkıntıdan kurtulamazsınız hem de tabanınızı kaybedersiniz. İktidarda kalmak için bu tür insanlara mitingler yaptırmaktan tutun da yurt dışındaki bazı iş adamlarının sorun olan işlerini çözmekte bunları kullanmak fevkalade yanlış işlerdir. Bugün güçlü olabilirsiniz ama unutmayınız ki her şeyin bir ömrü olduğu gibi iktidarın da bir ömrü vardır. İktidardan düştüğünüz gün bu insanların en büyük düşmanlarınız olacağını unutmayınız.

Bu tür insanlardan çok sıkıntı çekmiş bir insan olarak kanaat-i acizanem şudur ki körle yatan şaşı kalkar atasözünde dendiği gibi bunlarla iş tutanın başı da beladan çıkmaz. İktidar olmak Müslümanın olmazsa olmazı değildir. Merhum Erbakan Hoca, ömrünü siyasete harcadı sadece bir yıl başbakan olabildi ama öyle bir nesil yetiştirdi ki hala daha onlarla ayakta duruyoruz. Peki, onun devamı veya öğrencisi olduğunu iddia edenler ne yetiştirdi? Gençlik teşkilatlarından tutun da tüm diğer örgütlenmelere bakın, hangisi merhum Erbakan Hoca’nın yetiştirdiği kadroların kalitesinde? Allah için elimizi vicdanımıza koyup geriye doğru bakalım. Aklı başında hiçbir siyasetçi ne derin yapılarla ne de mafyatik yapılarla iş tutmuştur. Aklınızı başınıza toplayın, yoksa sonuç hüsran olur haberiniz olsun diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR