MEDYA OPERASYONU MU SİYASİ OPERASYON MU
MEDYA OPERASYONU MU SİYASİ OPERASYON MU
Kanaatimce son günlerde yaşanan medya operasyonları ile ilgili değerlendirme yapmam siz değerli okurlar tarafından beklenmiştir. Bu konuda bizzat beni arayıp konuyla ilgili bilgilerime müracaat edenler oldu ancak takdir edersiniz ki bizim yaptığımız değerlendirmeler başkaları gibi atmasyon olmayacağından konuyla ilgili ciddi bir araştırma yapma gereği duydum. Sizlere bilgi sunmanın doğru ve gerçekçi olmasını düşündüm. Bu nedenle biraz araştırma yaptıktan sonra konuyu sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki her yerel seçimler öncesi bazı siyasetçiler önce basını dizayn ederler ve ardından siyasi çalışmalara başlarlar. Bunun en bariz örneklerini 1999 yerel seçimlerinden 2009 yerel seçimlerine kadar her dönem gördük. Vezir Hazretleri'nin şehrin en eski gazetesi ile yaptığı anlaşmalar daha dün gibi aklımızda. Stratejileri de bellidir. Seçim dönemlerinde gazetelere belli oranda destek olup seçimin ardından anında desteklerini geri çekip bu insanları kendileri ile baş başa bırakırlar.
Geçtiğimiz yerel seçimlerde şehrin en eski gazetesine keresteci kardeşimiz üzerinden ciddi bir yardımda bulunan Vezir Hazretleri, seçimin ardından verdiği desteği geri çekerek gazeteyi yine kendi başına bıraktı. Keresteci kardeşimizin gazeteye yaptığı yüklü miktardaki yardımın ardından gazetenin matbaasına haciz koydurmuş ancak aradan geçen sürede yapılması gereken yasal işlemleri yapmadığı için haczin düştüğünü öğrendim. Bu bilgi çok net bir bilgi değil. Şehrin en eski gazetesinin başında yönetici olan meslektaşımız, Vezir Hazretleri'nin istemediği bir ismi şayet becerebilirse onu seçim dönemi boyunca oradan uzaklaştırmak istese de bu konuda ne kadar başarılı olur onu bilemem. Bu dediklerim şehrin en eski gazetesi ile ilgili siyasetçilerin yapmak istediği operasyonlardır.
Gelelim Büyükşehir Belediyesi'ne mal satamadığı için feryadü figan eden gazetenin durumuna. Bu gazete ilk kurulduğunda ben de Büyükşehir Belediyesi'nde görev yapıyordum. Bana alenen söylemeseler de gazeteye verilen ekonomik desteği çok iyi biliyorum. Gazeteye bina yapması konusunda yer temininden tutun da, gazete patronunun yapmayı taahhüt ettiği okulun bir çok işlerini gazeteye yardım karşılığında belediyenin üstlendiğini de biliyorum. Gazete kurulduğu günden şu bizim yaşadığımız meşhur A takımı operasyonuna kadar ciddi anlamda belediye tarafından desteklendi. Her türlü mal alımları, inşaat, taahhüt işleri bu firmaya verildi. Ancak yaşadığımız A Takımı Operasyonu'nda gazete baştaki duruşunu daha sonra değiştirip aleyhte yayınlar yapmaya başladı. Biz cezaevinde iken bizim Kayıkçıbaşı ve koğuş ağam gazeteye bir daha yardım yapılmamasına karar verdi. Bana göre yaptığı da çok doğruydu. Gazete kurulurken onca destek almış olmasına rağmen sırf şehirdeki egemen güçlerin baskısına boyun eğmek adına yayın politikasını değiştirmiş olması fevkalade yanlıştı. Bu konudaki sorumluluk başta gazete patronunda olsa da genel yayın yönetmeninin ısrarla bu konuda tavır değişmesi çok yanlış bir durumdu.
Biz cezaevinden çıktıktan sonra Kayıkçıbaşı'nın talimatı ve Vezir Hazretleri'nin rızası doğrultusunda bu gazetenin bağlı olduğu firmadan mal alımı, ihale alımı durduruldu. (Zaten o güne kadar yaptıkları satışlar piyasa fiyatlarının çok üzerinde idi) Aradan geçen yaklaşık altı yıllık süreçte belediyeye mal satamayan bu grup bir hayli psikolojik baskı, gazete manşetlerinden haber v.s. yaparak yeniden belediyeye mal vermeye uğraşsalarda belediye bu baskıya asla boyun eğmedi. Sizin anlayacağınız bizim Kayıkçıbaşı'nın çerkez inadı işe yaradı. Bunun üzerine geçtiğimiz ramazan ayında araya şehrimizin en böyyüüük iş adamlarından ve ülkenin ilk 500 firmasına giren oflu hemşerilerimin devreye girmesi sonucu belediye ile ilgili gazete arasında anlaşma sağlanması için arabuluculuk yapıldı. Belediye yönetimi uzlaşmanın ilk şartı olarak gazetenin Genel Yayın Yönetmeni'nin değişmesini ortaya koyunca uzlaşı sağlanamadı. Bu konu şimdilik askıda beklerken, gelelim son operasyona.
Malumunuz Büyükşehir Belediyesi'nin ekonomik desteği ile ayakta duran gazetenin Genel Yayın yönetmeni birkaç gün önce görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Bu konuda çok farklı spekülasyonlar yapılsa da şahsi kanaatim olayın arka planında Genel Yayın Yönetmeni'nin sürekli aleyhinde haber yaptığı bir siyasetçi olabilir. O siyasetçinin birlikte hareket ettiği ekip, ilgili gazete patronu ile çok iyi görüşen insanlar olduğu ortada. Hal böyle olunca sevgili meslektaşımız kurduğu, emek verdiği, her şeyini paylaştığı gazeteden ayrılmak zorunda kaldı.
Arkadaşımıza gazetemiz her zaman açık zira biz her zaman düşenin yanındayız. Vezir Hazretleri şayet gazetesiz kalır ve o gazeteye her yıl verdiği paranın birkaç mislini bize verirse biz ona gazetenin tamamını ona vermeye hazırız. O da böylece bizden kurtulmuş olur. Nasıl çözüm değil mi? İşte size basın üzerindeki siyaset oyunları Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.