ÖNCEKİ GÜN YİNE ADLİYEDE İDİM

Dün köşe yazısı yazmadım, nedeni önceki gün tam 21 tane davaya katıldım, bir hayli yoğun bir gün geçtiği için zaman bulup köşe yazısı yazamadım. Davalardan ona yakını sevgili kayınçoma aitti, bunlardan bir çoğu tekzip metnini yayınlamadığımız için Basın kanununa muhalefet davası idi, aslında tüm tekzip taleplerini yayınlamış olmamıza rağmen yasaların boşluğundan bir şey çıkarabilir miyiz mantığı ile açılan davalar. Davaların bir kısmı da Adem Güney'in aynı şekilde tekzip taleplerinin yayınlanmadığı veya usulüne uygun yayınlanmadığı gerekçesi ile açtığı davalar. Bu davaların cezai müeyyidesi parasal müeyyider olduğu açıkça ortada ancak; bu arkadaşlarla verdiğimiz mücadelede kazanan taraf biz olunca bedelini bu şekilde ödetmek istediklerinden onlara saygı duymaktayım.

Bunların dışında da şahsım adına açılmış davalar var . Bu davaların en önemlisi bir Cumhuriyet Savcısının açtığı dava olup, bu konuyla ile ilgili önümüzdeki günlerde çok farklı belgeler sunacağım sizlere, o belgeleri gördüğünüzde dudaklarınız uçuklayacak ancak; şu anda olay HSYK Müfettişlerinin inceleme safhasında olduğundan soruşturmanın selameti için şimdilik yayınlamayacağım ama zamanı geldiğinde mutlaka siz değerli okurların bilgisine sunacağım. Biz bedel ödedik, ödemeye devam edeceğiz ama bu toplum bir çok yanlıştan arınma imkanı bulacak.

Yüce kitabımız “Mümin erkekler temiz(ffetli) kadınlarla evlensin, pis erkekler(Kafirler) de pis kadınlarla evlensin” buyurmakta. Bu ayeti celileden de anlaşılacağı üzere herkes kendisine denk insanla beraber olmak durumundadır. Beşeri hayatta da durum aynı. Nerede bir çete bozuntusu var ise kendisi gibi insanları buluyor, nerde bir düzgün insan var ise o da kendisi gibi düzgün insanları buluyor. Şehre yeni gelip, henüz karakterine uygun arkadaş bulmadan sizinle hasbelkader arkadaş olan insanlar, karakterlerine uygun insanları bulunca anında sizi satıp, onların yanına gittiğini gördüğünüzde pek şaşırmıyorsunuz.

Güçlü iseniz düşmanınız da olur, zayıf iseniz kimse sizi muhatap almaz, Osmanlı İmparatorluğunun düveli muazama(Yedi düvel) ile mücadele etmesinin hikmeti budur, bugün herkes ABD ye düşmanlık yapıyorsa nedeni ABD nin güçlü oluşudur, siz hiç Mozambik, Papua Yeni Gine,Endonezya gibi fakir ülkelere düşmanlık yapanı duydunuz mu? Duyamazsınız çünkü onlara düşman olmanın hiç bir anlamı yok. İngiltere, Almanya, ABD gibi güçlü ülkelerin düşmanı çoktur. Üçüncü Dünya ülkeleri ya ABD ya Avrupa gücünü arkasına almak zorundadır aksi halde ayakta durması mümkün değildir.

Ne gariptir bilinmez ancak bu şehirde dürüst iş yapmak istediğinizde karşınızda o kadar çok düşman grubu birleşip sizinle mücadele ediyor ki aklınız şaşar, ama sizde onlarla birlikte yanlış işlere ortak olmaya razı olsanız sizi el üstünde tutarlar, ama Yüce Allah'a şükürler olsun ki bu konuda bizleri mahcup etmedi, bu kadar düşmana rağmen bizi sonuca ulaştırdı. Bu konuda Cenabı hakka ne kadar şükretsek, ne kadar hamdetsek azdır. Bir insan tek başına bu kadar düşmanla baş etmesi ancak ve ancak Cenabı Hakkın yardımı ile olabilir aksi mümkün değil.

Gelelim bir başka konuya malumunuz dün Ak parti İl Başkanlığı binasında Genel Merkez sorumlu Milletvekili Recep Yıldırım'ın koordinesi altında temayül yoklaması yapıldı. Temayül yoklamasına Osman Çetinkaya, Kayınçom, İshak Taşçı ve Hüseyin Cerrahoğlu katıldı. Genel Merkez Koordinatörü Recep Yıldırım, Üniversite mezunu olmayanların İl Başkanı olamayacağını, Genel merkezin bu yönde karar aldığını, o nedenle kayınçomla ilgili temayülde oy kullanılamayacağını bildirmiş ve sevgili kayınçom temayül yoklamasına katılamamış. Belki her şeye rağmen adını yazmış olanlar olabilir ancak, Genel Merkezin bu konudaki tavrı net. İl Başkanı olacak kişi Üniversite mezunu olmak zorunda. Hal böyle olunca iş kaldı Osman Çetinkaya'ya … Ben bunu ta üç ay önce söylemiştim ancak sakalım olmadığından bazıları dinlemedi. Zaten temayül sonuçları da açık ara Osman Çetinkaya gösteriyor. Sizin anlayacağınız Osman Çetinkaya ile durmak yok yola devam. Hayırlısı olsun, kalın sağlıcakla

Not; Dün bir sendika Başkanı İl Milli Eğitim müdürlüğünde yapılan atamalarla ilgili haddini aşan bir açıklama yapmış. Bu arkadaşımıza geçen hafta 4+4+4 ile ilgili bir açıklama yapmasını söyledim… Hatta kendisine 'para almayacağım, bir sayfa ilan verin' demiş olmama rağmen bize bir ilan dahi gönderemezken , yıllardır tanıdığım sevdiğim İsmail Bey'in yaptığı atamalarla ilgili haddini aşan bir konuşma yapması çok ama çok ayıp, yazıklar olsun diyorum başka bir şey söylemiyorum.