PARTİLERİN TABANLARI KAYDI
Kırk yıldan beri siyaseti şöyle veya böyle takip ederim, hangi partinin tabanı nedir bilirim. Cumhuriyet kurulmadan önce de insanların parti eğilimleri vardı, bunun temel nedeni insanların düşüncelerinin ülke yönetiminde hakim olma ve yönetime dahil olmaktı. Bu durum insan olmanın, çağdaşlığın ve demokrasinin gereğidir, totaliter rejimlerde insanların bırakın yönetime ortak olmasını düşüncelerini dahi söyleme hakları yoktur. Cumhuriyet kurulduktan sonra uzun bir süre tek partili yönetimin totaliter rejimlerden çok farkı yoktu, zira hükümetler tek partinin belirlemesiyle kurulur, Milletvekilleri tek partinin belirlemesiyle merkezden belirlenir, halkın içine gitme gereği dahi duyulmazdı. Ellili yılların başlarından itibaren bu durum değişti, merhum Menderes, Bayar ve arkadaşları Demokrat partiyi kurarak topluma adeta bir nefes aldırmışlardı. İnsanlar Demokrat partiyi öyle benimsemişlerdi sandıkları patlatacak noktada destek vermişlerdi, bunun nedeni tek parti iktidarının toplumun milli ve manevi duygularına cevap vermemesiydi. Demokrat partinin ağırlıklı tabanı milliyetçi muhafazakar ve toplumun genel taleplerini bilen insanlardan oluşmaktaydı.
On yıllık Demokrat parti iktidarı ülkeye güzel hizmetler etmişti ama tek parti idaresinin yıllarca yönettiği ülkede gerek bürokraside gerekse Askeriyede ciddi ağırlığı olduğundan altmış ihtilali gerçekleşti. Bu ihtilal sonuçları hala daha telafi edilemeyen sıkıntılar doğurdu, hiç hak etmedikleri halde üç Devlet adamı idam edildi, demokrasi Askerlerin kontrolüne girdi ve bu durum 15 Temmuza kadar devam etti. Şimdi bir nebze Askerler siyasetin dışında kaldılar ama ileride durum ne olur ona bir şey söylemek mümkün değil. Demokrat partinin kapatılmasının ardından yeniden demokrasiye geçiş sürecinde kurulan adalet partisi bir anlamda Demokrat partinin devamı hükmündeydi, parti tabanını ağırlıklı olarak kırsal kesimden gelen insanlar oluşturmaktaydı. Süleyman Demirel merhum Menderesin sonunu gördüğünden çok temkinli davranıyordu, Devlet protokolünde İsmet İnönü Ana muhalefet partisi lideri olduğundan Başbakanın gerisinden yürümesi gerekmekteydi ama Demirel ona saygıda kusur etmemek için onun arkasından yürümek isteyince İnönü buna izin vermiyor, Devlet protokolünde saygı olmaz, gereği yapılır diyerek geriden yürüyordu.
Adalet partisinin tabanı köylü, esnaf ve yeni, yeni palazlanmaya başlayan tüccarlardan oluşmaktaydı, CHP’nin tabanı ağırlıklı olarak şehrin ağalarından ve eşrafından oluşmaktaydı, yönetim kadroları da emekliye ayrılan üst düzey Asker ve bürokratlardan oluşmaktaydı. Yetmişli yılların başına hatta altmışlı yılların ortasından sonra Türk siyasi tarihinde çok partili sistem kendini göstermeye başladı ve Erbakan hocanın kurduğu Milli Nizam partisi, Türkeş’in kurduğu Cumhuriyetçi köylü Millet partisi, Ferruh Bozbeyli’nin Adalet partisinden ayrılarak kurduğu Demokratik parti, Behice Boran’ın kurduğu Türkiye işçi partisi ve irili ufaklı partiler kuruldu. Seksen ihtilaline kadar bu partiler devam etti, seksen ihtilalinden sonra tekrar Askerler ihtilal yapıp yönetime el koyunca Demokrasi askıya alındı. 1983 yılında tekrar Demokrasiye geçilince Askerlerin desteklediği Milliyetçi Demokrasi partisi, Halkçı parti ve Anavatan partisi kuruldu daha doğrusu Askerler bu üç partinin seçime girmesine müsaade etti. Toplum aynı Demokrat partiye verdiği desteği bu kez Anavatan partisine verdi ve iktidara taşıdı, merhum Özal Cumhurbaşkanı seçilinceye kadar ANAP güzel oy aldı, ANAP’ın tabanı dört eğilimden oluşmaktaydı sosyal demokratından liberaline milliyetçisinden muhafazakarına herkes kendini ANAP’ta bulabiliyordu. Ne zamanki Özal Cumhurbaşkanı seçilip Mesut Yılmaz Genel Başkan seçildi işin seyri ciddi anlamda değişti ANAP’ın tabanı tamamen liberal ve sol kesime kaydı halktan aldığı desteği de kaybetti. 28 Şubat postmodern darbesine en büyük desteği veren ANAP 2002 seçimleriyle yok olup gitti. 2002 seçimlerinde Ak parti büyük bir çoğunlukla iktidara geldi, Ak partinin tabanı da aynı Özal dönemindeki ANAP gibi dört eğilimliydi içerisinde sosyal demokratından milliyetçisine, muhafazakarından liberaline herkes vardı ama gelinen noktada durum değişti ne oldu derseniz yerim de bitti, MHP ve İYİ partiye hatta CHP ye gelmeden bana ayrılan yeri doldurdum. İzin verin de bu kısmı da önümüzdeki yazıda yazayım çünkü onu yazmaya kalkarsam sayfanın tamamını doldurmam lazım onu da okumak zor. Bugünlük de bu kadar diyerek bitiriyorum. Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.