SAĞLIK MI? RANT KAVGASI MI?

Devlet olmanın gerekleri vardır. Bu gerekleri yerine getirmez iseniz yok olup gitmeye mahkumsunuzdur. Nedir bunlar derseniz; zaman ve zemine bağlı olarak değişir. Mesela, iç tehditlere karşı tarikatlar kullanılır, dış tehditlere karşı zaman zaman belli bölgelere göç kaydırılır, zaman zaman da polisiye tedbirler alınarak bu gerekler yerine getirilir. Mesela Osmanlı tarikatları uzun zaman toplumu birliği için desteklemiş ve kontrolü altında tutmuştur.  Dış tehditlere karşı da zaman zaman belli bölgelere göç taşımış, o bölgelerin güvenliğini ve birliğini sağlamıştır. Aynı durum Cumhuriyet döneminde de olmuştur. Örneğin, Hatay anavatana katıldıktan sonra oradaki demografik yapıyı sağlamlaştırıp devlete karşı sadakati sağlamak için Trabzon’un bazı ilçelerinden Hatay’a insanlar taşınmıştır, halen daha Hatay’da çok sayıda Trabzonlu bulunmaktadır. Aynı şekilde Kıbrıs Barış Harekâtından sonra Kıbrıs’a çok sayıda Trabzonlu yerleştirilmiştir, bu sayede o bölgedeki insanların devlete sadakati sağlanmıştır. Van bölgesinde de aynı şeyler olmuştur. Bu misalleri çok artırabiliriz. Diyarbakır’ın Hani ilçesine Büyükşehir Belediyesinin yaptığı hayvan pazarı ve diğer yatırımlar da bu minvalde yapılan yatırımlardır. Bu harcamalar yapılırken olayın ekonomik boyutuna bakılmaz. Öyle bazı art niyetli insanların dediği gibi evde lazım olan camiye haramdır sözü bu tür harcamalar için geçerli olmadığı da bir gerçektir. 

Bu detayı verme nedenim son günlerde bazılarının feryadı figan ederek ortaya attığı öğretmenevlerinin okulların yemek ihalelerini alma konusunun tamamen devlet politikası ve doğru bir politika olduğunun altını çizmek isterim. En kötü devlet kontrolündeki öğretmenevinin yapacağı yemeğin, en kaliteli özel sektör yemeğinden daha sağlıklı olduğunu düşünmekteyim. Ayrıyeten yedi lira on kuruşa verilen bir öğün yemeği hiçbir özel sektör yemek fabrikasının aynı fiyata verip para kazanma imkânı olamaz. Ben bu işi çok iyi bilirim, çünkü öğrenci yurdum var. Biz de orada yemek yapıp öğrencilere tabldot usulü veriyoruz, o rakamlara bir öğün yemek vermek hiç mümkün değildir. O fiyatlara bize de yemek verseler biz de alırız. Öğretmenevleri nasıl veriyor derseniz; öğretmenevleri müdürlerinin maaşlarını devlet öder, bazı giderleri devlet tarafından karşılanır. Amaçları da kâr değil hizmet üretmektir. Çıkartılan tantana nedir derseniz de tamamen rant kavgasıdır, sağlıkla uzaktan yakından ilgisi yoktur.

Her zaman dediğim şeyi tekrar ederek konuya açıklama getirmem gerekirse; bu şehirde havada bulup tavada yemeye alışmış bazı uyanıklar var. Bunlar için parti, dava, din, iman mefhumu tamamen hikâyedir. Onlar için her şey para ve menfaattir. İnsan sağlığıymış, vebalmiş, günahmış onların kitabında yazmaz. Yedi cetlerinin partisine inanırlar ama menfaatleri için giderler başka partilerde görev alırlar. Siyasi güçlerini kullanarak yemek ihaleleri alırlar ama verdikleri yemekler şartnamaye uymadığını söyleyen idarecileri görevden aldırıp malı götürmeye devam ederler. Alamadıkları ihaleleri başkalarının adına alıp arkadan ortak olurlar, altlarında milyonluk arabalar vardır ama ağlamaktan da geri kalmazlar. Şehrin en büyük hastanesine müdür adayı gösterilen kişileri görev yaptıkları ilçe hastanelerinin vekilleri salmazlar, bu ahtapotlar da biz atatmadık diye öteye beriye hava atarlar. Oysaki o kaliteli insanları bulundukları ilçenin siyasetçileri ve yöneticileri salmamıştır. 

Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın eğitimleri esnasında yiyecekleri yemekleri devletin en güvenilir kurumlarından olan öğretmenevlerinin vermesi kadar doğal bir şey olabilir mi? O zaman bizim de öğrenci yurdumuz var, devlet öğrenci yurtlarını kapatsın bizim yurtlara öğrencileri yollasın mı diyeceğiz? Böyle saçmalık olabilir mi? Elbette özel sektör desteklenmeli, özel sektör de ayakta durmalı ama rant mı sağlık mı derseniz ben sağlık derim asla rant demem. Menfaatimize ters düşüyor diye doğruları söylemeyecek isek bu işi bırakmayı tercih ederiz. Allah insana bunun hesabını sorar. Öğretmenevi yöneticilerinin bir kısmı yanlış işler yapmış iseler devletin müfettişleri var ki bugün itibarı ile müfettişlerin bazı ilçelerde soruşturmalara başlayacakları söylenmekte. Birkaç yöneticinin yaptığı yanlış ne o kurumu bağlar ne de devleti zaafa düşürür. 

Yemek fabrikası olan arkadaşlara tavsiyem yedi lira on kuruş gibi komik bir rakamla devletin öğretmenevlerine ihale ettiği yemeği verme derdinden vazgeçsinler. O fiyata yemek vermek demek zarar etmek demektir. Bu zarara talip olmak yerine büyük iş yerlerine ve piyasaya yemek vermeyi tercih etmelerini tavsiye ederim.  Bu konuyu medyatik yapmanın da anlamı yok. Amaç para kazanmaksa bu işte mümkün değil, yok amaç farklı ise o zaman söylenecek bir şey yok diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR