SİYASETÇİ İŞ ADAMI VE BÜROKRAT İLİŞKİLERİ
Kişi hangi mesleği seçerse onu hakkı ile yapmaya çalışıp, başka meslek dallarına saygılı olmalı veya birden fazla mesleği aynı arada yapmamalı. Dilerseniz bu tabiri biraz açalım, zira ne demek istediğimi daha rahat anlatabilmem için işin detayına girmemiz gerekmektedir. İş adamı olan bir kişi siyaset yapabilir, ama bu amatör olmalı, şayet profesyonel yapmak istiyorsa o zaman ikisinden birisini tercih etmek zorundadır. Bürokratların hangi şartlarda olursa olsun siyasetten uzak durmaları gerektiği kanaatindeyim. Bir bürokratın hem bürokratlık, hem bürokratlık yapması yasal olarak mümkün olmamakla birlikte, uygulamada farklı pozisyonlarla karşılaşmak mümkün. Yine bir bürokratın iş adamı olmaya kalkması da fevkalade yanlış bir durumdur, zira oturduğu koltuk tarafsız olmasını ve herkese eşit davranmak zorunda olmasını gerektiren bir koltuktur. Bir kişi hem bürokrat, hem de iş adamı olmaya kalkmış ise işte orada sıkıntı başlamıştır demektir. Dilerseniz bu dediklerimizi biraz da örneklemelerle açıklayalım; Dün gazetelerde Akademik Elemanlar Derneği"nin basına yaptığı açıklamalar vardı, yapılan açıklamaların tamamına katılmamakla birlikte büyük bir bölümüne aynen katılıyorum. Basın açıklamasında bir Prof."un Ak Parti il Başkanı ile ortak olduğunu ve bu ortaklık sonucu bir Fakülteye Dekan yapıldığını, yapılan atamalarda liyakat esas alınmadığını, siyasetin kriter alındığı söylenmektedir. Bu izahat yüzde yüz doğrudur, nedenine gelince Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Haydar Şahinoğlu aynı zamanda İl Başkanı Adem Güney ile bir özel bir sağlık kuruluşunda ortaktır. Diğer yandan özel bir ilköğretim okulu vardır, yine bir başka önemli husus eşi Ak Parti Samsun Milletvekili"dir. Böyle bir durumda bir başkası olmuş olsa idi yer yerinden oynar, ulusal basında manşet olur, hatta hükümetler hakkında gensorular dahi verilirdi, ama bizde her şey normal, iktidar da, muhalefette sessiz, zavallı ilim adamları açıklama yapacak da kamuoyu bilgilenecek. Yazık, hem de çok yazık böyle bir durum karşısında sessiz kalan herkese yazıklar olsun, buna rezaletin daniskası denir. Adamın hanımı milletvekili, ortağı iktidar partisinin il başkanı, kendisi hem iş adamı, hem bürokrat, hem de Ak Parti"den milletvekili adayı olmuş bir siyasetçi, yetmemiş bir de insanlardan para toplayıp, kurduğu özel hastanede alınan paraların üzerine yatılmış, insanlar mağdur edilmiş, bizim Prof efendinin milletin en masumu rollerine girip, fiyakalı bir şekilde gezmesine ne demeli? Peki bu Devletlü profumunuz şehre geldiğinde kimlerle arkadaşlık eder bilir misiniz? İki tane arkadaşı vardır, birisi mihrapcıbaşlığından taamcıbaşlığına terfi eden, imamlık mesleğini yapmakta iken, nefsini terbiye etmek için mihrapta okuttuğu öğrenciyi halleden adam, ikincisi ise, uzunçalar lakaplı adalet dağıttığını söyleyen, ama tüm adaletsizliklerin içerisinde olan iguana hayvanı ile gezip, dolaşan bayanı dost tutmuş olan zatı muhterem. Her zaman söylediğim bir söz vardır İslam"ın şartı beştir, ancak altıncı gözükmeyen şartı kişinin haddini bilmesidir. Bir insan siyaset yapacaksa siyasetçi olmalı, ticaret yapacaksa iş adamı veya tüccar olmalı, bürokraside görev almak istiyorsa o zaman da bürokrat olmalı, hem bürokrat, hem iş adamı, hem siyasetçi olmak ne ahlakidir, ne de yasaldır. Memlekette kendisinden başka adam olmadığını sananların ne kadar yanıldıklarını anlamaları için birileri onlara dur demeli, aksi halde adam tüm makamları işgal etmenin yollarını arar, baktı ki tüm makamları doldurma imkanı yok, bu kez aile fertlerini devreye koyar. Hanımını mebus yapar, çoluğunu çocuğunu boş bulduğu yerlere yerleştirir, olmadı kürdün yağı bol bulup, kıçına sürme hesabı, tüm aile bireylerini, ortaklarını oturduğu makamdan istifade ettirir. Kendisi Tıp Fakültesi"nde Dekan olan bir kişinin özel sağlık kuruluşuna ortak olması yasal mı, etik mi, yoksa İslami mi, bunu birileri bana izah edecek olursa memnun olacağım. Benim okuduğum kitapların hiç birisi bu denilenlere uygunluk fetvası vermiyor, bu arkadaşlarımız hangi inançta olduklarını da izah edip, inançlarında bu yaptıklarına cevaz verildiğine dair delil bulmuşlar ise bize de söylesinler de biz de yapalım. Onlar kadar koltuk bulamazsak da bir şeyler buluruz diye düşünüyorum. Dürüstlük namaz kılmakla, oruç tutmakla, hacca gitmekle olmuyor, dürüstlük bu yapılan ibadetleri insanlara gösteriş yapmak için değil, Kuran"da emredilenleri ve yapılan ibadetlerin gereğini yerine getirmekle olur. Zira Kuran"ı Kerim"de Muhakkak ki namaz insanı kötülüklerden alıkor buyrulmaktadır. Bu nasıl namaz kılmak ki her türlü menhiyatı yapacaksınız, bir de kalkıp, Allah"ın huzuruna doğrulacaksınız, siz kimi kandırıyorsunuz haşa Allah"ı mı, yoksa kendinizi mi, yoksa milleti mi? Hangisi olduğuna siz karar verin. Aslında yazıya başlarken daha farklı şeylerden bahsetmeyi düşünüyordum, ancak yazının doğal akışı bu yazıyı yazdırdı. Bunda da vardır bir hikmet diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.