TSK, İMAM VE HALK DÜŞMANLARI
Yazı başlığına bakınca bu nasıl bir yazı başlığı dediğinizi duyar gibiyim. bugün üç konuya değinmek istediğimden yazı başlığımı böyle koymak istedim. İlk konumuz TSK’dan ihraç edilen askerler olacak. Bu ülke geçmişte bu konuda çok acılar çekti, bir başbakanla iki bakan askeri vesayet tarafından idam edildi. Başbakan Adnan Menderes’in idamından iki yıl sonra doğduğumda merhum amcam adımı Adnan koymuş. Aile olarak demokrat bir aileyiz, askeri vesayeti asla kabul etmeyen bir yapımız var. 1960 darbesi ardından 70’li yıllarda yaşanan muhtıralar, ardından seksen ihtilali, 28 Şubat postmodern darbesi, daha sonra 2007 yılındaki askerlerin cumhurbaşkanı adayıyla ilgili bir gece yarısı yayınladıkları mektup ve ardından 15 Temmuz hain darbe girişimi bu ülkede çok acı olayların yaşanmasına neden oldu. Bu ülkede namaz kıldıkları için disiplinsizlik nedeniyle askeriyeden atılan yüzlerce hatta binlerce vatan evladı çile çekerken sesi soluğu çıkmayanlar Atatürk’ün adını kullanarak disiplinsizlik yapanların ordudan ihraç edilmesini eleştirenler unutmasınlar ki bu ülke artık eski Türkiye değil. Allah’a binlerce kez şükürler olsun ki askeri vesayet dönemi bitti. Artık demokrasi ve halk ne derse onun geçerli olduğu bir ülkeyiz. AK Parti iktidarlarının eksiklerini bu fakir her fırsatta bangır bangır bağırarak söylüyor ama askeri vesayete son verenin de AK Parti iktidarları olduğunu göz önüne aldığımızda bu ülkeye çok şeyler kazandırdığı da bir gerçek. Rabbim emeği geçenlerden binlerce kez razı olsun. İyi şeyleri yapanlar düşmanımız dahi olsalar minnet duyar, takdir ederiz. Kötü şeyleri yapanlar en yakınlarımız dahi olsalar karşılarında oluruz.
Gelelim ikinci konumuza. Geçtiğimiz hafta özel bir ulusal kanalda Çarşamba’da bir imamın eşinin imamla ilgili söyledikleri akla havsalaya uyacak şeyler değildi. Konuyla ilgili Diyanet işleri Başkanlığı gereğini yapmış. Önce Çarşamba İlçe Müftülüğü soruşturma açmış, Çarşamba Kaymakamlığı görevden uzaklaştırma vermiş, ardından İl Müftülüğü konuyla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığından müfettiş talep etmiş ve olayı Cumhuriyet Savcılığına da intikal ettirmiş. Sizin anlayacağınız yapılması gereken her şey yapılmış ama bizim meslekten olan bazı arkadaşlar olayı çok farklı bir şekilde haber yapmış. Hatta bunlardan bir tanesi de benim gibi eski bir imam olunca canım sıkılmadı değil. Gerçi o arkadaşın sitesinin adını dahi bilmem, kimsenin okuduğunu da sanmam ama diyanet camiasından dostlarımız arayınca yaptığı haberden malumatım oldu. Yanlış olan her şeyi yazıp çizelim sonuna kadar da üzerine gidelim ama ülkenin yetkili dini kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığını ve İl Müftülüğünü hak etmedikleri halde rencide edecek haberleri yapmak ne vicdanen nede insanlık adına kabuk edilecek bir şey değildir. Bunu yapan arkadaşlarımızı şiddetle kınıyorum, bu kadar insafsızlık olmaz. Bir de camiadan gelen bir insanın bunu yapması onun adına ciddi anlamda üzücü bir durum. Allah ıslah etsin demekten başka bir şey diyemiyorum. Bu konuyu da burada kapatıp son konumuza girmek istiyorum.
Nedendir bilemiyorum ama bu halka zulmetmek için ellerinden geleni yapanlar var, bunları yazmadan da geçemeyeceğim. Bazı meslekleri yapanlar bir araya gelip dernekleşince ne güzel diyordum ama zamanla bu dernekleşmenin halka zulüm için olacağını da hiç düşünmemiştim. Neden bunu söylediğime gelince; bunu birkaç örnekle açıklamak isterim. Asansörcüler dernekleşti iyi güzel dedik ama geçtiğimiz yıl 400 liraya yaptırdığımız asansör bakımını bu yıl 1000 liraya yapacaklarını söylediklerinde böyle saçmalık olmaz dedim. Enflasyon belli, asgari ücrete gelen zam belli yüzde yüzün üzerinde zam yapmak da ne deyince aldığımız cevap aynen şu: “Asansörcüler dernekleşti aldıkları karar bu, altına inmemiz mümkün değil, derneğin kararına uymak zorundayız.” oldu. Aynı şekilde apartman yönetim işleri yapanlar birleşip dernek kurmuşlar biz de iyi güzel deyip haber bile yaptık. Bir de ne görelim, geçen yıl 275 lira olan yönetim aidatını bu yıl kimseye sormadan yüzde yüze yakın bir artışla 515 lira yapmışlar. Kime sordunuz da yaptınız enflasyon belli, asgari ücret belli deyince, ‘Kurtarmıyor, işinize gelirse…’ cevabını alınca bırakın kardeşim biz kendi binamızın yöneticiliğini de yaparız dedik. Allah aşkına sorarım size, böyle insafsızlık olur mu? Ticaret İl Müdürlüğünü göreve davet ediyorum. Buradan açık ve net şikâyet ediyorum, gereğini yapsınlar. Maliye Bakanı ötesini berisini yırtıyor enflasyonu düşüreceğim diye, bu vicdansızların yaptığına bakar mısınız? Bu konunun sonuna kadar üstüne gideceğim ama yazıyı daha uzatamadığımdan şimdilik kesiyorum. Son olarak sağlıkla ilgili enteresan belgeler geldi elimize. Önümüzdeki yayınlarda bunları da sizlerle paylaşmak üzere yazıma son veriyorum. Allah’a emanet olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.