TUSAŞ’a Yapılan Saldırı
Türkiye, yıllardır terörle mücadelede önemli adımlar atarken, maalesef bir kez daha hain bir saldırı ile sarsıldı. TUSAŞ’a (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii) yönelik yapılan bu terör saldırısı, sadece ülkemizin güvenlik ve huzuruna değil, aynı zamanda Türkiye'nin savunma sanayine ve gelecek vizyonuna da darbe vurmayı amaçlayan bir harekettir. Bu hain saldırıda hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Türkiye, bölgesinde ve küresel çapta güçlenen bir aktör haline geldikçe, bu tür saldırıların arttığını görmekteyiz. Savunma sanayi, ülkemizin bağımsızlığını ve güvenliğini sağlamada kilit rol oynayan bir sektördür. Türkiye’nin bu alandaki başarıları ve yerli üretimle dünya arenasında söz sahibi olması, terör örgütlerini ve onların destekçilerini rahatsız etmektedir. TUSAŞ gibi stratejik kurumlarımıza yapılan bu saldırı, yalnızca fiziki hasar yaratmayı değil, ülkenin gelişimini, ilerlemesini ve bağımsız savunma kapasitesini hedef almıştır.
Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a PKK'nın silah bırakması için yaptığı çağrının yankıları sürerken, böyle bir saldırının gerçekleşmesi düşündürücüdür. Terör, Türkiye'nin birliğini bozma çabalarını sürdüren karanlık odakların bir aracıdır. Bu saldırı, barış çağrılarının yükseldiği bir dönemde bile terörün kirli yüzünün ve gerçek amacının ne olduğunu açıkça göstermektedir: Barışa ve istikrara tahammülsüzlük.
Devlet Bahçeli’nin bu kritik süreçte yaptığı açıklamalar, Türkiye'nin PKK terörünü bitirme kararlılığını bir kez daha ortaya koymuştur. Ancak bu hain saldırı, terörün bitmesi için yapılan çağrılara karşı verilen bir cevaptır. Terör örgütü PKK ve onun destekçileri, ellerindeki kanlı silahlarla milletimize korku ve dehşet saçmaya çalışıyorlar. Ancak unuttukları bir şey var: Türk milleti bu tür hain saldırılar karşısında her zaman daha güçlü durmuştur ve durmaya da devam edecektir.
Bu saldırı, bize terörle mücadelenin bitmediğini, aksine daha da kararlı adımlarla devam etmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı. PKK gibi terör örgütleri, Türkiye'nin istikrarını ve huzurunu hedef alarak, uluslararası arenada da ülkemize zarar verme çabalarını sürdürüyor. Bu noktada, hem iç hem de dış kaynaklı tüm terör unsurlarına karşı daha güçlü, daha etkin bir mücadele şarttır.
PKK'nın son yıllarda aldığı darbeler, örgütün çözülme sürecine girdiğini ve içten içe zayıfladığını göstermektedir. Ancak terör örgütleri, bu tür çırpınışlarla varlıklarını hissettirmeye çalışıyorlar. TUSAŞ’a yönelik saldırı, bu çaresizliğin bir sonucudur. PKK, kanlı geçmişini devam ettirme niyetindeyse, Türk milletinin ve devletinin buna cevabı, terörün her türlüsünü yok etmek olacaktır.
Bu zor günlerde millet olarak en büyük gücümüz, birlik ve beraberliktir. Terör, Türkiye'yi parçalamayı hedeflese de bizler her zaman kenetlenerek, bu tür hain saldırılara en güçlü cevabı verdik ve vermeye devam edeceğiz. Terörün amacı, toplumsal ayrışma ve kaos yaratmaktır. Fakat tarih boyunca bu millet, her türlü zorluğu birlikte aşmış, terör ve şiddetin üstesinden gelmeyi başarmıştır.
Terör saldırılarıyla Türkiye'nin geleceğine, istikrarına ve güvenliğine gölge düşürmeye çalışanlara karşı en büyük silahımız, birbirimize daha sıkı sarılmak, devletimize güvenmek ve bu hain girişimlere asla boyun eğmemektir. Terörün kirli oyunlarını bozmak, hepimizin ortak görevidir. Türkiye, her daim olduğu gibi, bu hain saldırının ardından da daha güçlü ve kararlı bir şekilde yoluna devam edecektir.
Bu vesileyle bir kez daha, TUSAŞ’a yapılan saldırıyı şiddetle kınıyor, şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Terörün hiçbir zaman amacına ulaşamayacağını, Türkiye’nin bölgesel ve küresel hedeflerinden sapmadan yoluna devam edeceğini bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Türkiye Cumhuriyeti, terörün karanlık yüzüne karşı dimdik ayakta duracak ve bu mücadeleyi kazanan taraf olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.