KERİZLERE ÖDÜL GECESİ DÜZENLİYCEM
Bugün bir kaç konuya değinmek istiyorum ancak bana ayrılan yer yeter mi onu şu anda kestiremiyorum. Ama ben konularımıza başlarım, yerimiz biterse bir sonraki yazıda devam ederiz. Diyeceksiniz ki tam bir sahife yazsan ne olur? Ona da gönlüm razı olmaz. Neden derseniz dün akşam kütüphanemi karıştırırken 2004 yılından arşivlediğim gazeteleri buldum. Gazetelerin arasında bir de 2008 yılında yazdığım bir köşe yazısının olduğu gazeteyi gördüm; köşe yazım tam bir sahife… Kendi kendime dedim ki “Arkadaş bu okurlarım ne kadar iyi insanlar, şu gazetedeki bir sahifelik köşe yazısını okumuşlar, ben olsam okumazdım”. Daha sonra internet sitesindeki arşivime girdim ne göreyim yazıyı tam 8500 kişi okumuş. Ne diyeyim Allah razı olsun siz okurlardan, bıkmadan usanmadan o yazıları okumuşsunuz, sizlere ne kadar teşekkür etsem azdır. Gerçi yazıları okuyanların bir kısmının severek okumadığını bilsem de yine de o kadar uzun yazıları okuma sabır ister, düşmanlarıma da sabırla okuduklarından ötürü teşekkür ediyorum.
Bugün üç konuya değinmek istiyorum. Konularımızdan ilki dünkü manşetimizde verdiğimiz haber olacak. Haberin içeriğini okuyanlarınız konuya vakıf ancak buradan bir hatırlatma yapmak istiyorum. Ben hayatımda hiç kimsenin fedailiğini yapmadığım gibi ısmarlama haber de yapmadım. Yaptığım haberlerde tamamen vicdani sorumluluğumun gereğini ve Allah rızasını ön plana aldım. Ancak zaman zaman nefsimin dediklerini de yapmadım dersem doğru olmaz; bana yapanlara ben de yaptım. Allah Azizünzüntikam olduğuna göre biz de onun kulları olarak zaman zaman intikam aldık; bunu Rabbim biliyor kullardan saklayacak halimiz yok. Dünkü haberimizde Bakan Kılıç’ın OMÜ’nün açılış merasiminde ilk dersi vermek istediği, ancak Senato’nun izni olmaksızın bunun mümkün olmayacağı söylenerek ders verdirilmediği yönünde bir internet sitesi haber yapmış. Oysaki olay tam aksine Bakan Kılıç’dan ders vermesi istenmiş O da ben öğretim üyesi değilim etik olmaz deyip nazikçe teklifi reddetmiş. Ama olay tam aksine haber yapılmış. Olayı öğrenince olayın arkasında kimlerin olabileceğini araştırdım ve buldum. Bunu yaptıranların OMÜ’de görev yapan bazı art niyetli kişiler olduğunu öğrendim. Onlara buradan şu kadarını söylüyorum, ben OMÜ’nün fedaisi veya savunucusu değilim; bugüne dek OMÜ ile ilgili en çok haber yapan gazete bu gazetedir. Köşe yazan kişi de bu fakirdir. Ancak şimdi yeni bir yönetim geldi, adamlar gayet iyi niyetli çalışıyorlar. Bizim işimiz bu süreci tarafsız ve iyi niyetli takip edip güzel işlerinde onara destek olmak, yanlış işlerinde ise onları uyarmaktır. Sırf destekledikleri aday Rektör olamadı diye bu idareyi karalamaya çalışanların kim olduklarını çok iyi biliyorum. Onlara şunu açık ve net söylemek isterim, onları buradan rezil rüsva ederim ancak ortak dostlarımıza verdiğim sözü şerefsizler çok iyi biliyorlar. Akıllarını başların alsınlar yoksa çizmeyi giydirmesinler bana!
Gelelim ikinci konumuza. Bazı zevatın 15 Temmuz ödülleri dağıttıklarını ve bu noktada bazı belediye başkanlarından, onları FETÖ ile mücadelede ödüllendirmek üzere para aldıklarını öğrendim. Hatta bazı bürokratlar bu noktada aranıp yerinizi sağlamlaştırmak istiyorsanız bu işe destek verip para ödeyin, denildiğini duydum. Şayet bu denilenler doğru ise ben de yakında KERİZLERE ödül gecesi adında bir gece düzenleyip katılımcılara ödül verip para alacağımı buradan ilan ediyorum. Herkes geçinmeli, çoluk çocuğunun rızkını helalinden temin etmeli; buraya kadar eyvallah… Ancak milletten toplanan vergilerle yönetilen belediyeler in ve kamu kurumlarının başlarında olan insanlar sırf ödül alıp medyada yer bulacağız düşüncesi ile bu insanlara milletin parasını peşkeş çekerseler inanın ertesi gün onları gazetenin manşetinden boy boy vereceğimden hiç kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın… Buradan özellikle belediye başkanlarını uyarmak istiyorum. Yazılı basının günlük gazete çıkaranları düşmanım dâhi olsalar onlara destek olsunlar, çünkü en az eleman çalıştıranı on kişi çalıştırıyor. Bu insanlar ekmek yiyorlar, aile geçindiriyorlar, bunlara destek olmak şehrin ekonomisine de destek olmaktır. Ancak çalışmayı zül addedip sokakta gezip ayda bir dergi çıkarmak suretiyle masrafını da belediyelere yükleyip aldıkları reklamı cebe indirip havada bulup karada yiyenlere destek veren kim olursa olsun bu şehre ihanet ettiğini unutmasın. Allah aşkına sorarım size, dergi okuyan bu ülkede kaç kişi var? Sırf bir kaç tembel geçinecek diye bu milletin parasını heba etmeye kimsenin hakkı yok. Gazeteler çalıştırmaya adam bulamıyorlar çünkü eli kalem tutan herkes ya internet sitesi kurmuş ya da dergici olmuş. Peki, neden böyle olmuş bilir misiniz? Çünkü gazetelerde, çalışıp emek harcayarak para kazanmak var. Ama diğerinde havada bulup karada yemek var da ondan. Masrafsız, iş aldığında yanında kâr, oh ne güzel yemede yanında yat di mi? Bu konu bu şehrin kanayan yarası. Belediye başkanları Allah rızası için bu uyarımı dikkate alıp gereğini yapsınlar; yoksa benim ne yapacağımı herkes az çok bilir.
Üçüncü konumuza maalesef yer kalmadı. Konumuz yeni okuduğum bir kitapla ilgili olacaktı ama onu bir sonraki yazıya bırakalım. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.